Her yaştaki insan için oyun önemlidir. Çünkü, yaşam oyunlarda biçimlenir ve anlam kazanır. Çocuklar için oyun eğlenceden çok daha büyük anlamlar taşır. Çocuk oyun oynayarak kendini keşfeder, geliştirir, dünyayı tanır ve dünyanın işleyişine uyum sağlamaya çalışır. Oyun çocuğun dilidir, iletişim biçimidir. Duygularını sözel aktarmak için gerekli olan bilişsel gelişimini henüz tamamlamamış olan çocuk için oyun duyguların dışa vurumu olur. Bununla birlikte zor ve korkutucu olan duygularını ve deneyimlerini seçtiği oyunlar ve oyuncaklar yoluyla yansıtır. Böylece, olumsuz duyguları ile baş etmeyi oyun içinde öğrenir. Sorun çözme ve beceriler oyun yoluyla gelişir. Çocuk günlük yaşantılarını benzer durumlar yaratarak ve bunların üstesinden gelerek denemeyi ve düzenlemeyi öğrenir.
Çocuğun gelişiminde oyunun bir çok alanda önemi vardır. Oyun çocuğun güven oluşturmasını, kendini mutlu, sevilen ve güvenli hissetmesini sağlar. Sosyal becerilerinin gelişmesi için oyun gereklidir. Oyun çocuğa deneme yanılma yoluyla doğruyu bulmayı, başladığı işi bitirmeyi ve bir şeyler başarmak için çaba gerektiğini öğretir. Kurallara uyma becerisi kazandırmak, iş birliği yapmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğretmek oyunun çocuğun sosyal gelişimine yaptığı katkılardır. Çocuklar erişkin rollerine oyun oynayarak hazırlanır. Ayrıca oyunlar kazanma ve kaybetmeyi yaşayarak öğrendiği süreçlerdir.


Oyun çocuğun fiziksel gelişimine katkıda bulunur. Oyun sırasında çocuk hareket halindedir. Hareketli oyunlar çocukların kaslarının gelişimini sağlar. Çocuk, bedeninin, ellerinin, ayaklarının işlevini oyun oynayarak kazanır. Dengesini, el becerilerini oyunla geliştirir.

Oyun çocuk için aynı zamanda eğiticidir. Beyin gelişimi doğumdan sonra devam eder. Sinir hücreleri her yeni öğrenme ve deneyimle yeni bağlantılar yapar. Bu bağlantılar kullanıldıkça gelişir, kullanılmadığı zaman kaybolurlar. Oyun beyinde yeni bağlantılar oluşmasını sağlar. Bebeklikten itibaren çocukların tekrar tekrar oynadıkları oyunlar öğrenmelerinde en büyük etkenlerden biridir. Az-çok, büyük-küçük gibi kavramlar, şekiller, renkler oyun yolu ile öğrenilir. Oyun sırasındaki tekrarlamalar, denemeler onları kalıcı bilgiye dönüşür.

Çeşitli oyun oynama şekilleri vardır. Taklit oyunları çocuğun çocukların çevresindeki büyükleri taklit ederek oynadıkları oyunlardır. Anne, baba, doktor, öğretmen, bakkal olurlar. Böylece çocuk erişkin dünyasına adım atar. Erişkin dünyasını, meslekleri tanır. Hayali oyunlar ise çocukların kendilerini başka birinin yerine koyarak, duygu, düşünce ve isteklerini dışa vurdukları oyunlardır. Battaniyeler koltukların arasına konularak çadır yapılabilir. Hayali fincanlarda çay sunulabilir ya da herhangi bir nesne çay fincanına dönebilir. Bir sopadan at, masa örtüsünden pelerin olabilir. Kil, kum, çamur, oyun hamurları çocukların elinde yaratıcı oyunlara dönüşür. Yarattığı şekillere can verir. Tüm bu tür oyunlar çocukların hayal güçlerinin ve yaratıcılıklarının gelişmesini sağlar. Bedenini kullanarak tırmanmak, koşmak, atlamak, kendini kahramanların yerine koymak fiziksel gelişimini sağlar. Büyüdükçe kurallı oyunları öğrenir. Top oyunları, kart oyunları,kutu oyunları grupla yapılan oyunlar tercih edilmeye başlanır.
Oyun çocuğun yaşamıdır, işidir. Bu yaşamı onlarla paylaşmak, çocuklarla oynamak çocuklarla ilişki kurmak ve paylaşmak için anne babaların yapması gereken en önemli şeylerden biridir. Çocuklar ebeveynleri oyun oynamaktan hoşlanırlar. Bazen onları oyuna almayabilirler. Ama ne oynadıklarını ve nasıl oynadıklarını izlemek ebeveynler için hem çocuklarını tanımak, hem de nasıl oyun oynayacaklarını anlamak için bir fırsat olabilir. Erişkinlerin görevi çocuklara güvenli oyun alanları ve oyun zamanları ayarlamaktır. Ebeveynler bu oyunların bir parçası olmalıdır. Ancak oyunu çocuk yönetmelidir. Eğer oyunu erişkin yönetirse çocuk onun koyduğu kuralları ve endişeleri kabullenir. Bu oyunun yaratıcılık, hayal gücünü geliştirme, grupla paylaşma ve liderlik gibi çocuğa olan katkılarının bazılarını yok eder.

Çocukların yeğledikleri ve ailelerin paylaşabilecekleri oyunlar yaşla birlikte değişir: Yeni doğan için en iyi oyuncak ebeveynleridir. Onunla oynanacak oyunlar dünyayı tanımasını sağlar. Onun için oyuncak değil, ebeveyni ile kuracağı ilişki önemlidir. Bebekler ebeveynlerinin yüzlerini, ellerini izlerler. Onunla konuşmak, gülümsemek, yüz hareketleri yapmak onu geliştirir. Çünkü beyin gelişimini en fazla etkileyen şey ebeveyn ile kurulan ilişkidir. Bebek konuşmayı ve kelimeleri ebeveyninin onunla konuşmasıyla öğrenir. Ebeveyn de bebeğinin hareketli, sessiz gibi özelliklerini bu şekilde keşfeder. Masallar anlatmak, fış fış kayıkçı, ce-ce gibi oyunlar oynamak, konuşmak, gülümsemek 0-1 yaş için en iyi oyunlardır. Ayrıca ona uzatacağınız nesneleri yakalamaya çalışması, başını dik tutmasını geliştirecek yere yüz üstü uzanarak yapılacak aktiviteler bedensel gelişimi sağlar. Daha sonra itme, yıkma, ses çıkarma, küpleri üst üste koyma gibi oyunlar tekrarlanan ve çocuğa haz veren oyunlar haline gelir. Yürümeye başlayan ve dünyayı keşfetmek isteyen çocuk her şeyi ellemek ve denemek ister. Bu nedenle çekmeceleri açıp kapatmak, eşyaları kaldırıp bakmak, bulduğu deliklere bir şeyleri sokmak (DVD oynatıcısı, prizler vb) onun için oyundur. Üç yaşa doğru taklit oyunları, kağıt-kalemle çizmek, su ve kumla oynamak, koşmak, dans etmek ailenin çocukla paylaşabileceği oyunlardır.

Üç yaş çocuğun sosyalleşme yaşıdır. Daha önce başka çocuklarla oynamayan, yan yana geldiğinde diğer çocukla ilgilenmeden oyununa devam eden çocuk artık kendi yaşıtı oyun arkadaşı arar. Ama aileleri ile oyun oynama isteği bitmez. Oyun bu dönemde sosyal ilişkiyi geliştirme yoludur. Daha kurallı oyunlara, grupla oynamaya, paylaşmaya atılan bir adımdır. Yap-bozlar, legolar bu yaşın kendi kendine oynayabileceği ama aileleri ile de paylaşabileceği oyunlardır. Yaratıcı oyunları severler. Başka eşyalarla ev yapmak, tüneller oluşturmak, farklı kıyafetler giyerek taklit etmek eğlenceli ve öğretici olur. Aileler bu oyunların bir parçası olabilir. Çocuğun oyununu anlayıp katılabilecekleri gibi, çocuğa “Ben ne olayım?” diye sorarak kendilerini oyuna almasını sağlayabilirler. En önemli nokta oyunun çocuğun oyunu olduğunu ve onun kontrol etmesi gerektiğini unutmamaktır. Çocuğun oyununa dahil olmak, çocuklarıyla konuşarak öğrenemeyecekleri kadar çok şeyi öğrenmelerini sağlar. Çocukla oyun oynamak demek,erişkinin kontrolü eline alarak oyunu idare etmesi demek değildir. Çocuklar oyunlarına karışılmasına, yönlendirilmesine kızarlar. Yapılması gereken onun oyununun bir parçası olmaya çalışmaktır. Unutmamak gerekir ki bizim için sahte olan oyun alanı onun için gerçektir. Onun fincanındaki çay sıcak ve içilmek içindir. Onun sattığı kalem, siz elinde göremesenizde vardır ve sizin de ona sadece ikinizin görebileceği, kalemin bedeli olan parayı uzatmanız gerekir. Çocuklar onlarla oyun oynayan erişkinin oyuna istekli olup olmadığını algılarlar. Hatta bu duygularını eğer becerip anlayabilirseniz size sözel olmasa da ,yine oyun içinde dile getirirler. Oynadığınız evciliğin bir yerinde, aslında sizin orada olmadığınızı algılayan çocuğun oyunun kurgusunu değiştirerek, evcilik evindeki annenin sıkılmış olduğundan bahsettiğini ya da arabalarla oynarken dikkati dağılan babanın kaza yaptığını oynamaya başladığını fark edebilirsiniz. Eğer bunu başarır da oyuna geri dönebilirseniz, oyun kaldığı yerden devam eder. Çocuğa doğru oyuncakları seçmek, onunla oyun oynamayı becerebilmek yetmez. Hiç bir erişkin ne yaparsa yapsın bir çocuk gibi oyun oynaması zordur. Bu nedenle kendi yaşıtı çocuklarla birlikte olamaya ve oynamaya ihtiyacı vardır. Şimdi, özellikle büyük şehirlerde çocukların sokaklarda, merdivenlerde komşu çocuklarıyla oynama şansı olmadığına göre yaşıtları ile oynayabilmesi için başka çözümler bulmak gerekir
Altı yaşından sonra çocuklar daha hareketli, kurallı, takım oyunlarına yönelirler. Okul arkadaşları önem kazanır. Çünkü okul aynı zamanda arkadaşlarla oyun yeridir.Evdeki eşyalarla oluşturulan oyun alanları, kahramanların taklitleri kadar aile ile oynayacağı kutu oyunları, kelime oyunları onlar için caziptir. Diğer çocuklarla oynanan oyunlar artmakla birlikte, aile ile oyunun paylaşılması çocuk hala önemini korur. Yapılacak aile geceleri ile hep birlikte kutu oyunları, kelime oyunları oynamak eğlendirici olduğu kadar, grup oyunlarına, kaybetme ve kazanmayı öğrenmeye hazırlar. Üstelik evde birlikte oynayacağınız ve kurallara uyulması gerektiğini öğreteceğiniz oyunlar, arkadaşları ile kurallı oyun oynamasını kolaylaştırır. Birlikte kitap okumak ve okunanlar hakkında konuşmak, benzer spor faaliyetlerini veya hobileri onlarla paylaşmak çocukların öğrenme sürecini hızlandırırken, sizin paylaşımınızı arttırır. Birlikte araba yıkamak, bahçe ile ilgilenmek, pasta pişirmek, masa kurmak, küçük tamiratlar yapmak, 6-10 yaş çocukları için çok cazip olacaktır. Yine birlikte evde olan eşyalardan yaratacağınız oyun alanları (kutular, örtiler gibi), kıyafetlerle ve seslerle oynayacağınız kahramanları canlandırma birlikte eğlenmenizi sağlar. Tüm bunları yaparken, çocuğunuzun düşüncelerine kulak vermek onu tanımanızda yardımcı olur. Onu hikaye anlatmaya teşvik etmek, birlikte oynadığınız kıyafetlerle olayları canlandırma oyunları, boyalar, resim çizme, müzik ve dans onun hayal gücünü ve yaratıcılığını destekler.

Oyuncak Seçimi
Aileler çocuklara oyuncak seçmekte zorlanabilirler. Bu nedenle genellikle çocuğun ihtiyacından fazla oyuncak alınması ya da çocuğun gelişim dönemine uygun olmayan oyuncakların seçilmesi sorunları ortaya çıkar. Bir çok aile de çocuğunun bir çok oyuncağı olmasına karşın, evde oyuncak olmayan nesnelerle (terlik, kutular, çamaşır sepeti, pil, mutfak malzemesi gibi) oynadığını söyleyerek nedenini merak etmektedir. Çünkü oyuncak, çocuğun bedensel,bilişsel, zihinsel, sosyal gelişimini sağlayan araçlardır. Bu nedenle çocuk için her şey oyun malzemesi olabilir. Çocuğa doğru oyun malzemesini almak ve güvenli oyun ortamı sağlamak ailenin görevidir. Çocuğa oyuncak alırken, onun gelişim düzeyini, ilgisini, yeteneklerini değerlendirmek gerekir. Çocuğun gelişim dönemine uygun olmayan oyuncak onun ilgisini çekmeyeceği gibi, ilgisinin dışında ki oyuncaklar da onu mutlu etmez. Bu nedenle oyuncak çocuğun yaşını, gelişimini ve ilgisini gözeterek alınmalıdır. Eğer gelişim düzeyinin altında bir oyuncak alınırsa çocuk için yeterli olmayacaktır. Onun gelişinin üzerinde, becerilerini aşan oyuncaklar ise çocuklarda hayal kırıklığı oluşturup, onları mutsuz yapabilir. Çocuğun seçtiği oyuncaklar gelişimi ve sorunları hakkında bilgi verebilir. Bu nedenle hangi oyuncakların ne zaman alınacağı, oyuncaklarla oynama şekli, oyuncaklar yerine başka nesneleri oyuncak gibi kullanmasının anlamı önemlidir. Oyuncak alırken çocuğun isteğine kulak vermek, ama ona rehberlik yapmak, her şeyi alamayacağını söylemek ve seçim yaparken onun keyfini onunla paylaşmak gerekir. Çocuk sizin de katkınızla oyuncağın, sadece para ile alınan pahalı nesneler olmadığını öğrenmelidir.

Bunlara dikkat edilmeden seçilen oyuncaklar çocuğun ilgisini çekmeyecek, çabuk tüketecek, gelişimine katkıda bulunmayacak ve gelecekte olması gereken seçenekleri tüketecektir. Bu nedenle oyuncak seçmekte, oyun kadar ciddi bir iştir. Alınan oyuncakları değerlendirmek de önemlidir. Aileler gittikçe artan oranda çocukların isteyerek aldırdıkları oyuncaklara ilgilerinin çabuk bitmesinden yakınmaktadır. Bunun en önemli nedeni çocuklara ihtiyaçlarından fazla oyuncak alınmasıdır. Oysa çocuklara çabuk sıkılmalarını engellemek için az oyuncak alınmalıdır. Çok oyuncak çocuğun seçim yapmasını zorlaştırır, kararsızlık yaratır. Oyuncak sadece bir ödül aracı olarak kullanılmamalıdır. Çocuğa oyuncaklarını paylaşmasını ve düzenli tutmasını öğretmek gerekir. Ama bunlar çocuğu oyun oynamaktan alıkoyacak, oyun zevkini kaçıracak şekilde yapılmamalıdır.

Oyuncak alırken kız ve erkek ayrımı yapmak doğru değildir. Bazı oyuncaklar “aşırı cinsiyetçi” oyuncaklar olarak adlandırılır. Bunlar içinde silah ve makyaj malzemeleri sayılabilir. Bu tür oyuncaklardan çocukları uzak tutmak uygun olur. Çünkü aşırı cinsiyetçi oyuncaklar çocukların ilgilerini tek alana yöneltirler. Bebek, araba gibi oyuncaklar daha az cinsiyetçi, top, peluş, puzzle, lego gibi oyuncaklar ise cinsiyetsiz kabul edilir. Ancak bu oyuncaklarla diğer cinsin oynayamayacağı anlaşılmamalıdır. Erkek çocuklar bebekle, kız çocuklar da arabalarla oynayabilir. Bir çocuğun sadece tek bir cins oyuncağı seçmesi, oyuncakla amacına ya da kendi gelişimine uygun oynamaması araştırılması gereken konudur. Evcilik oynayan ve evin babası ya da erkek çocuğu rolünü üstlenen bir erkek çocuk ise sadece oyun oynuyordur.

ANNE BABALARA
1- Çocuklara güvenli oyun alanları ve oyun zamanları sağlanmalıdır.
2- Çocuklarla oyun oynanmalıdır.
3- Çocuklara yaşıtları ile oynayacak oyun çevresi yaratılmalıdır.
4- Çocukların oyunlarına katılmalı ama oyun yönetilmemelidir.
5- Çocukların oyunları bozulmamalıdır. Bazen sadece izlenmelidir.
6- Oyun oynarken sabırlı olmalı, çocuğun sorularına yanıt verilmeli ve isteklerine uyulmalı, yapacakları çocuğa söylenmemelidir.
7- Oyun süresi çocukla beraber belirlenmeli ve uyulmalıdır.
8- Çocuğa ev içinde olduğu kadar, açık alanda da oyun fırsatı tanınmalıdır.
9- Çocukların oyunlarına, yarattıklarına değer verilmelidir.
10- Çocuklara yaşlarına ve gelişimlerine uygun oyuncaklar seçilmelidir.
11- Oyunun çocuğunuzun öğrenmesi, gelişmesi, sosyalleşmesi için gerekli olduğunu ve sizinle ilişki kurması, sizin de onu tanımanız için fırsat olduğunu hiç unutmamak gerekir.